Teruglevering Dediler, Bize Para Vermediler

Kutay Cetin avatarı

/

,

TL;DR: Hollanda’da güneş paneli sahibiysen ya da panel takmayı düşünüyorsan, artık işler eskisi kadar basit değil. Eskiden ürettiğin elektriği şebekeye verince yüksek geri ödeme alır, faturanı neredeyse sıfırlardın. Ama artık firmalar sadece bir kısmını yüksek fiyattan sayıyor (saldering), kalanına ise düşük ücret ödüyor (terugleververgoeding). Üstüne bazı firmalar fazla üretim yaptığın için senden geri besleme ücreti (terugleverkosten) talep etmeye başladı. Saldering sistemi kaldırılmadı ama gelecekte kaldırılması yeniden gündeme gelebilir. Güneş paneli hâlâ mantıklı bir yatırım olabilir ama artık tüketimini tanıman, doğru firma seçmen ve üretim-tüketim dengesini iyi kurman şart. Körü körüne “ne kadar çok üretirsem o kadar iyi” dönemi kapandı, artık “ne kadarını kendim kullanırım?” sorusu daha önemli.

Teruglevering Nedir? Kısaca Anlatayım

Hollanda’da yaşayan herkesin bir noktada duyduğu ama çoğumuzun tam olarak ne olduğunu bilmediği bir kelime: teruglevering. Aslında çok da karmaşık değil. Evinin çatısına güneş paneli (zonnepanelen) taktıranlar için geçerli bir durum bu. Güneş panelleri gündüz saatlerinde güneşten elektrik üretirken, bazen ihtiyacından fazlasını üretmiş oluyorsun. İşte bu fazlalık elektriği şebekeye geri veriyorsun, yani “teruglevering” yapmış oluyorsun.

Yani elektrik şirketine sadece elektrik satın almıyorsun, aynı zamanda sen de elektrik satmış oluyorsun. Bu geri verilen elektriğin karşılığında da belli bir ücret alıyorsun. Ama işin detayı burada başlıyor. Ne kadar alıyorsun, kimden alıyorsun, sistem nasıl işliyor… Tüm bu konuları aşağıda tek tek anlatacağım. Baştan söyleyeyim: eskiden bu iş baya karlıydı ama şimdi işler biraz değişti. Neyin değiştiğini de detaylıca anlatacağım.

Yazıya devam etmeden önce kısaca terimleri anlatayım:

  • Teruglevering: Evde güneş paneliyle üretilen ve kullanılmayıp elektrik şebekesine geri verilen fazla elektrik. Yani “geri besleme”.
  • Saldering / Salderingsregeling: Mahsuplaşma. Yıl boyunca tükettiğin elektrik ile ürettiğin elektriği birbirine karşılıklı sayma sistemi. Ne kadar ürettiysen o kadarını faturadan düşme hakkı.
  • Terugleververgoeding: Saldering dışında kalan fazla elektrik için enerji tedarikçisinin ödediği birim başı (kWh) ücret. Genellikle piyasa fiyatından çok daha düşüktür.
  • Terugleverkosten: Bazı enerji firmalarının, çok fazla elektrik geri besleyen (teruglevering yapan) müşterilerden aldığı ek şebeke kullanım ücreti.

Eskiden Neydi? Nasıldı?

Eskiden işler çok daha basitti ve açık konuşayım, çok daha avantajlıydı. Güneş paneli kuran biri için en cazip taraflardan biri salderingsregeling yani “mahsuplaşma” sistemiydi. Bu sistem sayesinde, yıl boyunca şebekeye verdiğin elektrik ile senin tükettiğin elektrik birbirine karşılıklı yazılıyordu. Yani diyelim ki yılda 3.000 kWh elektrik kullandın, ama panellerinle 2.500 kWh geri verdin. Faturanda sadece 500 kWh’lik tüketim görünüyordu. Üstelik bu mahsuplaşma, elektriği satın aldığın fiyat üzerinden yapılıyordu.

Yani gündüz ucuza üretip akşama pahalıya satın almıyordun. Ne kadar verirsen o kadar düşüyordu faturan. Bu da insanları güneş paneline yatırım yapmaya teşvik ediyordu çünkü geri dönüş süresi kısa, kârı yüksekti.

Kısacası, önceki sistemde devlet “panelleri kur, biz seni destekliyoruz” diyordu. Ama son birkaç yılda bu tablo değişmeye başladı çünkü devlet ve enerji şirketleri artık bu sistemi uzun vadede sürdürülebilir görmüyor. Devamında neler değiştiğini anlatacağım.

Peki ya Terugleverver-goeding?

Şimdi diyelim ki yıl boyunca senin tüketiminle üretimin birebir örtüşmedi. Mesela senin güneş panellerin 4.000 kWh elektrik üretti ama sen sadece 2.500 kWh tükettin. Bu durumda 2.500 kWh için saldering (mahsuplaşma) yapılır ama geri kalan 1.500 kWh için ayrı bir ödeme şekli devreye girer: işte bu da terugleververgoeding, yani şebekeye verdiğin fazla elektriğin karşılığında aldığın ücret.

Ama dikkat: bu ücret, senin elektriği satın aldığın fiyatla aynı değil. Örneğin elektriği 35 cent’ten alıyorsan, enerji şirketi sana geri verdiğin elektriği sadece 5-10 cent arasında bir fiyatla “satın alıyor.” Kısacası, senden ucuza alıyor.

Mesela bazı enerji tedarikçileri bu tarih itibariyle şöyle yapıyor:

  • Essent: 7 cent veriyor

  • Eneco: 10 cent’e kadar çıkabiliyor

  • Budget Energie: bazı dönemlerde 5 cent’e kadar düşürüyor

Hatta bazı firmalar artık çok fazla üretim yapan müşterilerden şikayet etmeye başladı çünkü onlar için bu maliyetli bir iş haline geldi. Kimi firmalar geri verilen fazla elektriğe neredeyse hiç ödeme yapmamayı ya da negatif tarife uygulamayı düşünüyor.

Yani işin özü şu: eskiden ürettiğin her kWh’nin değeri vardı, şimdi fazlası elinde kalıyor gibi bir durum oluşuyor. O yüzden insanlar artık sadece “kaç panel taktırayım” değil “ne kadar tüketiyorum, ne kadarını gerçekten kullanacağım” sorularını da sormaya başladı.

Sen Artık Eski Sen Değilsin

Evet, işler gerçekten değişti. Eskiden “panelleri kur, sonra arkanı yasla” mantığı vardı. Şimdi ise insanlar hesap kitap yapmaya başladı. Çünkü artık sadece elektriği üretmek yetmiyor, ne zaman ürettiğin ve ne kadarını gerçekten kendin tükettiğin de önemli hale geldi.

Neden mi? Çünkü geri verdiğin fazla elektriğe ödenen ücret çok düşük kaldı. Mesela panellerin öğlen saatlerinde tam kapasite çalışıyor ama sen o sırada evde yoksun, yani tüketim yok. Üretilen elektriğin çoğu direkt şebekeye gidiyor. O da sana 35 cent yerine 7 cent olarak geri dönüyor. Yani sen elektriği 5 kat ucuza satmış oluyorsun.

Bir örnekle açıklayayım:
Diyelim ki 10 panel taktın ve yılda 3.500 kWh üretiyorsun. Kendi tüketimin ise sadece 2.000 kWh. Eski sistemde 3.500 kWh’nin tamamını yüksek fiyattan mahsuplaştırırdın, neredeyse sıfır fatura gelirdi.
Ama şimdi 1.500 kWh fazlan şebekeye gidiyor ve bunun karşılığında sana 7 cent veriliyor. Halbuki bu 1.500 kWh’yi sen akşam kullansaydın, 35 cent ödeyecektin. İşte bu fark, sistemin cazibesini azaltıyor.

Kısacası, sistem şu anda “kendi elektriğini üret ama mümkünse anında tüket” felsefesine doğru kayıyor. Bu da bizi batarya (enerji depolama) sistemlerine, akıllı sayaçlara, zamanlı tüketim stratejilerine kadar getiriyor. Belki o konuda da bir içerik yaparız.

Enerji Tedarikçileri Neden Terugleverimden Şikayetçi?

Şimdi şöyle bir durum var: enerji tedarikçileri güneş paneli sahibi olan müşterilerden şikayetçi olmaya başladı. “Yahu elektrik üretmek güzel bir şey değil mi?” diyeceksin. Öyle ama sistem onlar için artık mantıklı işlemiyor.

  • Birincisi, elektrik şirketleri önceden ne kadar elektrik satacaklarını az çok tahmin ederdi. Ama şimdi gündüz saatlerinde yüzbinlerce ev şebekeye elektrik pompalıyor. Yani tam güneş varken şirketler elektrik satamıyor, hatta fazladan elektrik alıp onu bir şekilde dengelemek zorunda kalıyorlar. Bu da ekstra maliyet demek.
  • İkincisi, o fazla elektriği depolayacak ya da başka yere yönlendirecek altyapı henüz tam oturmadı. Şirketler bu fazla üretimi yönetmek için ciddi paralar harcamak zorunda kalıyor. Şebekede dengesizlik oluşuyor, voltaj dalgalanıyor, bazen trafolar bile zorlanıyor.
  • Üçüncüsü, senin verdiğin fazla elektriğe yine de ödeme yapmak zorundalar. Evet, düşük bir ücret ödüyorlar ama bu bile maliyetlerini etkiliyor. Hele ki saldering hâlâ yürürlükteyken, enerji firmaları elektriği yüksek fiyattan “geri almak” zorunda kaldıkları için zarar edebiliyorlar.

Bir örnek: Bir enerji tedarikçisi diyor ki, “biz güneş enerjisini destekliyoruz ama artık bu iş kontrolden çıkmaya başladı. Gündüz elektriği bedava sayılır, ama akşam herkes bizden elektrik istiyor. O elektriği dışarıdan pahalıya alıyoruz, sonra müşteriye ucuza veriyoruz.”

Bu yüzden bazı firmalar, güneş paneli olan müşterilere ek ücret yansıtmaya başladı. Adına terugleverkosten diyorlar. “Şebekeyi kullanıyorsun, bunun da bir bedeli var” mantığıyla yaklaşıyorlar. Bu uygulama henüz herkes için geçerli değil ama giderek yayılıyor.

Yani durum şu: enerji firmaları bu kadar çok panel sahibi olunca sistemde zarar etmeye başladı. Ve bunu telafi etmek için yeni yöntemler arıyorlar. Haliyle tüketici tarafında kafa karışıklığı artıyor.

Yeni Sistemle Neler Değişti?

Şimdi esas can alıcı kısma geldik. Çünkü herkesin kafasını karıştıran konu burası: “Ben güneş paneli taktırdım, neden fatura geliyor?” Eskiden fatura neredeyse sıfırlanırdı. Şimdi ise bazı kişiler pozitif üretiyorum ama yine de para ödüyorum diye isyan ediyor. Haklılar mı? Aslında evet ama biraz sistemi anlamak gerekiyor.

Yeni sistemde, özellikle saldering dışında kalan kWh’ler için aldığın ücret çok düşük. Üstüne üstlük bazı enerji firmaları terugleverkosten (geri besleme maliyeti) adı altında senden şebekeye elektrik “yüklediğin” için ek bir ücret alıyor.
Yani bir nevi “elektriğini sisteme verdin ama sistem o kadar yoğun ki, biz bunu yönetmek zorundayız, o yüzden senden ücret alıyoruz” mantığı.

Şimdi bir örnekle anlatayım:
Diyelim ki sen yılda 4.000 kWh üretiyorsun ve 3.000 kWh tüketiyorsun.
Bu durumda:

  • 3.000 kWh için saldering yapılır (elektrik bedeli düşer)

  • 1.000 kWh için sana terugleververgoeding ödenir (mesela 8 cent)

  • Ama bazı firmalar bu 1.000 kWh için senden aylık 10-15 euro ek ücret ister
    (yani yılda 120-180 euro gider)

Bir de sayaç meselesi var: bazı kişilerde eski tip sayaç var. Bu sayaçlar üretim ve tüketimi ayrı ayrı göstermez, sadece net farkı ölçer. Bu durumda, sistemde ne kadar elektrik “geri verildiği” tam hesaplanamaz. Enerji firmaları da bu durumda ek ücret talep edemez. Bu yüzden birçok firma, müşteriden akıllı sayaç (slimme meter) taktırmasını istiyor. Aksi takdirde geri ödeme yapmıyorlar ya da şeffaf bilgi veremiyorlar.

Netting (Salderen) Sistemi Ne Zaman Kalkacak?

Şimdi bu salderingsregeling yani netting sistemi ne kadar daha devam edecek diye soran çok. Çünkü bu sistem sayesinde güneş paneli kurmanın geri dönüşü hızlı oluyordu. Devlet de bir süredir bunu kademeli olarak kaldırmak istiyor.
Ama işler pek öyle planlandığı gibi gitmiyor.

Aslında hükümetin planı şuydu:
2025’ten itibaren saldering her yıl %9 oranında azaltılsın ve 2031’de tamamen kaldırılsın. Yani her yıl biraz daha az mahsuplaşma yapılacak, en sonunda da “artık üretim ve tüketimi ayrı hesaplıyoruz, sana sadece verdiğin elektriğin piyasa değeri kadar ödeme yaparız” denilecekti.

Ama ne oldu? Hollanda Senatosu bu yasa teklifini Şubat 2024’te reddetti. Yani saldering sisteminin kaldırılması şu anda durmuş durumda. En azından yeni bir yasa gelene kadar bu sistem devam ediyor.
Yani bugünkü kurallarla panel taktıran biri, hâlâ tükettiğiyle ürettiğini karşılıklı yazdırabiliyor. Bu da sistemin hâlâ kısmen avantajlı olduğunu gösteriyor.

Ancak dikkat: hükümet başka yollarla bu sistemi yavaş yavaş “etkisiz” hale getirebilir. Mesela:

  • Terugleververgoeding oranlarının düşürülmesine karışmıyor

  • Şirketlerin geri besleme ücreti (terugleverkosten) almasına engel olmuyor

Yani saldering kâğıt üstünde dursa da, uygulamada etkisi azalıyor. O yüzden “tamam kaldırılmadı ama ben yine de hesap yapmadan panele yatırım yapayım” dönemi kapandı diyebiliriz.

Drum rolls: Güneş Paneli Takmak Hâlâ Mantıklı mı?

Bu kadar değişiklikten sonra herkesin aklındaki soru şu: “Peki hâlâ güneş paneli takmak mantıklı mı?” Cevap: duruma göre değişir. Ama artık körü körüne “tak geç” devri bitti. Hesap yapmadan girersen geri dönüş süresi uzar, beklediğin tasarrufu alamayabilirsin.

Eskiden ortalama bir sistem 6-7 yılda kendini amorti ederdi. Şimdi bu süre 8-10 yıla kadar çıkabiliyor. Ama dikkat: panel fiyatları da düştü. 5 yıl önce 10.000 euro’ya kurulan sistem şimdi 6.000-7.000 euro civarına kurulabiliyor. Üstelik panellerin verimi de arttı.

Karar verirken şunlara dikkat et:

  • Günlük tüketim alışkanlıkların nasıl? Evde çoğunlukla gündüz mü, akşam mı elektrik kullanıyorsun?

  • Akıllı sayaç var mı? Geri ödeme almak için bu sayaç neredeyse şart oldu.

  • Enerji sözleşmen nasıl? Hangi firma, hangi fiyatla geri alıyor? Terugleverkosten alıyorlar mı?

  • Balkon paneli mi, çatı paneli mi? Küçük sistemlerde geri dönüş süresi daha uzun olabilir ama yatırım riski de düşük olur.

  • Elektrikli araç, ısı pompası gibi cihazların var mı? Varsa kendi elektriğini tüketme oranı artar, bu da seni avantajlı duruma getirir.

Bir örnek vereyim:
Arkadaşım geçen yıl 8 panel taktırdı, yılda yaklaşık 2.600 kWh üretiyor. Gündüzleri evde olduğu için tüketiminin çoğu kendi üretiminden geliyor. Saldering sistemi devam ettiği sürece neredeyse sıfır fatura ödüyor.
Ama başka bir arkadaşım 12 panel taktırdı, ama evde kimse gündüz yok. Üretim yüksek ama geri dönüş süresi uzadı çünkü fazla elektrik şebekeye gidiyor ve ucuza “satılmış” oluyor.

Yani işin özü: hâlâ mantıklı ama artık biraz planlama ve hesap işi oldu.

Hangi Enerji Firması Teruglevering İçin Ne Veriyor?

Bu işin en kafa karıştıran kısmı burası çünkü her enerji firması kendi tarifesini belirliyor. Devlet, saldering konusunda bir çerçeve sunsa da, saldering dışında kalan fazla elektriğe (yani terugleververgoeding) ne kadar ödeme yapılacağı tamamen firmaların inisiyatifinde.

Bazı firmalar bu konuda cömert davranıyor, bazıları ise “nasıl az öderim” derdinde. Üstelik fiyatlar sabit değil, sözleşmene ve piyasa durumuna göre değişebiliyor. Hatta bazı firmalar geri besleme için ek ücret (terugleverkosten) bile almaya başladı.

İşte birkaç örnekle durumu özetleyelim:

Firma Adı Terugleververgoeding (kWh başına) Terugleverkosten (ek ücret) Notlar
Eneco 7-10 cent civarı Yok (şimdilik) Orta seviyede ödeme yapıyor
Essent 6-8 cent Bazı tarifelerde var Sözleşmeye dikkat et
Vattenfall 6-7 cent Şimdilik yok Net ve basit sistem
Budget Energie 4-5 cent Ayda 10-20 euro Ucuza alıyor, üstüne ücret de kesiyor
Vrijopnaam Spot piyasa fiyatı (dalgalı) Yok Günlük değişken, takip istiyor
Zonneplan Spot fiyat + % bonus Yok Tüketimle üretimi dengelemeye çalışıyor

Uyarı: Bunlar genel ortalamalardır. Her yıl hatta her ay değişebilir. Sözleşme yapmadan önce “terugleververgoeding nedir?”, “ek ücret alıyor musunuz?” gibi soruları mutlaka sor.

Bazı firmalar yeni müşteri alımında güneş paneli olan kişilere daha katı koşullar getiriyor. Hatta bazıları “seninle çalışmak istemiyoruz” diyebiliyor. O yüzden panele sahipsen, firmayı seçerken sadece “kWh fiyatı”na değil, geri besleme koşullarına da bak.

Bir de uygulamada şu var: bazı firmalar senin fazla ürettiğin elektriği spot piyasada sattıklarında zarar edebiliyorlar. Bu yüzden tüketim tahminleri bozuluyor ve bu zararı müşteriye yansıtmaya çalışıyorlar.

Sonuç: Güneş Enerjisi Hâlâ İşe Yarıyor mu?

Bunca bilgi, terim, değişiklik arasında insanın kafası karışıyor haklı olarak. Ama gel gelelim en temel soruya tekrar dönelim: Güneş paneli takmak hâlâ işe yarıyor mu?
Cevap: Evet, ama artık daha bilinçli hareket etmek gerekiyor.

Eskiden “panelleri kur, sonra unut” devri vardı. Şimdi ise kendi tüketimini bilmen, üretim fazlanı planlaman, doğru firmayı seçmen gerekiyor. Biraz takip, biraz hesap işi yani. Ama bu işin hâlâ avantajlı tarafları var:

✅ Elektrik faturanı hâlâ ciddi oranda düşürüyorsun
✅ Saldering hâlâ yürürlükte (ne kadar sürer bilinmez ama şu an avantaj)
✅ Panel fiyatları eskiye göre çok daha ucuz
✅ Uzun vadede enerji fiyatlarının yükselmesi olasılığı yüksek – kendi elektriğini üretmek bu riske karşı koruma sağlar
✅ Elektrikli araç, ısı pompası gibi sistemlerle entegre edersen maksimum verim alırsın

Ama şunu da kabul etmek lazım:
❌ Çok fazla üretip az tüketiyorsan, şebekeye verdiğin fazla elektrik artık eskisi kadar para etmiyor
❌ Bazı firmalar şebekeye yük bindirdiğin için senden ek ücret istiyor
❌ Saldering kaldırıldığında (günün birinde mutlaka kalkacak) sistemin ekonomik dengesi değişebilir

Kısacası, bu işe girerken artık sadece “kaç panel takılır” değil, şu soruları sormak şart oldu:

  • Gündüz ne kadar elektrik tüketiyorum?

  • Ürettiğim elektriği mümkün olduğunca kendim kullanabilir miyim?

  • Geri ödeme oranları hangi firmada daha iyi?

  • Şebekeye fazladan yüklenmeyecek kadar küçük ama verimli bir sistem kurabilir miyim?

Son söz: Güneş enerjisi hâlâ çok mantıklı, ama artık biraz daha akıllı kullanıcı olma zamanı. Hesap-kitap yapmadan girilirse hayal kırıklığı yaşanabilir. Ama doğru planlamayla hâlâ harika bir yatırım.

Yazar: Kutay Çetin